09 Temmuz 2013

Restless - Yönetmen: Gus Van Sant

.
.
.
.
Restless
Yönetmen: Gus Van Sant
2011

00:10:04,600
Darwin… insanoğlunun sahip olduğu en iyi fikrin babası.
Ayrıca doğanın tasarımının gözünün önünde olduğunu fark edecek kadar zeki
olmasından bahsetmiyorum bile.
bilim alanında tarihin gelmiş geçmiş en önemli beyni olması…

00:15:52,500
Nicrophorus americanus. Nam-ı diğer mezar böceği.
Onu harika yapan ne var ki?
Leş kokusunu millerce öteden alabilir. Ölüm böyle kokar zaten. Yani esasen, bir erkek ve bir dişi bir araya gelirler ve birbirlerini tanımaya başlarlar. Sonra da kalanları birlikte gömerler. Sonra da çiftleşirler. En sonunda da dişi yumurtalarını üstüne bırakır. Ama diğer böcek türleri gibi işi bitince kaçanlardan değildirler. Yeraltında bir yer açarlar. Sonra yavrular yumurtadan çıkınca anne ve baba ölüyü çiğneyip yavruları beslerler.

00:18:14,300
Bir doğabilimciyim. Yaşadığımız dünyayı inceliyorum. Ağaçlar, çimenleri, bakterileri, fareleri ve kuşları. ...ve onların nasıl uyum içinde yaşadığını.

00:20:50,200
Burada yazdığına göre, güneş battığında öldüğünü zanneden bir ötücü kuş türü varmış. Yani her sabah, uyandığında hayatta olduğuna şaşırıp güzeller güzeli şarkılar söylüyormuş. Ölmediğine seviniyor herhalde.

00:21:54,000
Aslında jeolojik olarak düşündüğümüzde hayatlarımız zaman çizgisinde sadece bir nokta. İnsanlar, dünya üzerinde sürüngenlerin bulunduğu kadar bile bulunmadı.
Demek istediğim üç ay, üç gün ya da üç yüzyılla neredeyse aynı.

00:27:24,400
Larus novaehollandiae. Gülen martı.

00:55:56,600
İstedikleri her yere gidebiliyorlar. Bunu yapabilen sadece o kuşlar.
Sadece gökyüzü ve karaya değil, aynı zamanda denize de.

01:15:09,600
Gerçek hislerimizi söylememiz için çok az zamanımız var. Her şey için az zamanımız var.

01:23:19,200
Bu mektubu yazarken, okyanustan esen serin rüzgâr tenime çarpıyor.
Bu okyanus yakında mezarım olacak.
Bir kahraman olarak öleceğimi söylüyorlar.
Kendimi feda etmemin ülkemin onurunu ve güvenliğini sağlayacağını.
Umarım haklıdırlar.
Hayattaki tek pişmanlığım sana hislerimi söyleyememem.
Keşke evimde olsaydım. Keşke elini tutsaydım.
Keşke seni ne kadar çok sevdiğimi söyleseydim, ve çocukluğumdan
beri sadece seni sevdiğimi.
Ama yapamam.
Anladım ki; kolay olan ölmekmiş. Zor olansa sevmek.
Uçağım düşerken, düşmanlarımın yüzlerini göremeyeceğim.
Bense, yağmur suyundaki donmuş siyah kayalar gibi gözlerini görmeyi yeğlerim.
Hedeflerimizin arasına dalarken, 'Banzai' diye bağırmamızı söylüyorlar.
Bense, adını fısıldamayı yeğlerim. Hayatta ve ölümde...
.
.
.
.