.
.
Joseph Beuys - Video
Programı (Katalog)
Goethe
Institut, 1990 (Baskı: Alba Ajans)
2
(Kalıntılar,
geriye bırakılanlar ve diğer öteberi – Joseph Beuys ve film) “Hayatımı ve
şahsımı, mesleğimin gereçleri olarak kullanmaya çalıştım.” … Sanatı siyaset
olarak ele aldı, siyaseti de sanat olarak.
Joseph
Beuys’un insan sesini “düşünce plastiğinin dolaysız özü” olarak kullanışını
salt ve yoğun biçimde yalnız “Beuys” adlı filmde değil, konuşma ve
tartışmalarının belgelendiği yayınlarda da bulmak mümkündür. Örneğin,
'görünmeyen heykel' kavramını 1979'da Rotterdam'daki Boymans-van Beuningen
Müzesi'nde yaptığı bir konuşmada geliştirmiştir.
4
(Geriye
Bırakılanlar…) "Beni ilgilendiren, fikirlerin yayılmasıdır". Onlar
(bildiri ve mesajlar, tekrarlanma olanağı bulunmayan , bir defalık, az sayıda
izleyicinin tanıklık edebildiği aksiyonları, çoğaltmanın mümkün olduğu objeler…,
gösteriden geriye kalan nesneler, matbuat, kartpostal ve fotoğraf…, bazı önemli
gösterilerin filmleri…), tüm toplumsal mekâna dağılmış antenleriydi Beuys'un ve
her an sanatçıyla ve onun fikirleriyle bağlantı içindeydiler. İlk filmlerinden
birinde "Soziale Plastik" (Toplumsal Plastik), anonim izleyici ile
doğrudan iletişim kurmayı denemişti.
…
kendisinin kurmuş olduğu Free International University
(Sondaki
Başlangıç) Joseph Beuys'a göre sanatsal çalışmanın özünü oluşturan, maddi ve
manevi malzemelerin değiştirilip yapılandırılmasını sağlayan plastik süreci en
doğru biçimde temsil eden medyum filmdir.
5
…
aksiyonlardan kalma eski objeler, yeni gösterilerin malzemesini [oluşturuyor]…
Joseph Beuys'un her yapıtı, geçmiş çalışmaların enerjisiyle yüklüdür, gelecek
süreçlerin tetiğini çeken provokasyonu bağrında taşır. Beuysiyen estetiğin
başlıca öğeleri devinim, algılama alanının genişletilmesi ve izleyicinin bütün
bunlara katılması için dile getirilen taleptir.
…
bir portre filmi olan "Her İnsan Bir Sanatçıdır" yapıtı…
6
(Toplumsal
Plastik) Düselldorf, 1969. 11 dakika, s/b, 16mm film
Filmde
sadece bir eve giren birkaç kişinin kendilerini çalışan bir kamera ile karşı
karşıya bulmasından oluşacaktı. … Burada Beuys bilinçli bir şekilde anonim film
izleyicisiyle ilişkiye girmeye çalışacaktı.
Filmde,
"toplumsal bir plastik" kavramı, film araçlarının tüm potansiyel ve
kısıtlığı kullanılarak ifade edilir. Zamanın ve mekânın ötesine uzanan bu
plastik, bir kamera ile projektörün naklettiği, Beuys, filmci ve izleyici
arasındaki ilişkiden oluşur. Filmin gösterildiği toplumsal durum her defasında
değiştiğinden, plastik de buna koşut olarak değişecektir.
Beuys
ile anonim izleyici arasındaki tek taraflı iletişim sözsüzdür; salt bakışlar ve
mimiklerle gerçekleşir.
14
(Joseph
Beuys Rotterdam Boymans-van Beuningen Müzesi'nde) "Ben her insan bir
sanatçıdır dediğimde sanatın yeni bir disiplini olarak sınıflandırabileceğimiz
toplumsal bir sanattan söz ediyorum… Fakat bu genişletilmiş sanat anlayışı,
yani insanı ve yaratıcılığını daha doğrusu insanın içinde özgür yaratıcı güç
olarak yaşayan yeteneği kapsayan esas sanat anlayışı aslında antropolojik sanat
olarak adlandırılmalıdır. Çünkü eğer tüm çalışma alanları insani yeteneği
kapsıyorsa, bu anlayış insani çalışmayı da kapsıyordur… O halde, bu sanat
anlayışı toplumun tüm iş merkezlerinde ve özellikle büyük çoğunlukta ortak
çalışan örneğin endüstriyel alanlarda üretim yapan iş merkezlerinde geçerlidir.
Toplumsal malzemeyle çalışmak insanı doğrudan resimlere götürmez. Resimlere
götürebilir, götürmelidir de. Fakat bu, öncelikle, görünmeyen bir malzeme ile
çalışmayı içerir, yani insani ilişkilerde çalışma, iki insanın karşılıklı değişen
ilişkilerinde çalışma, ifade eğitimi ve dilde çalışma insanların kendi aralarındaki iletişiminde,
diyaloglarda, demek ki plastik sanatın daha esnek olan başka materyallerle
yürütülen bu faaliyetler toplumsal sanat yapıtı halinde software'in (bilgi
işlem programı) bir türü olan, malzemelerdir. Burada software doğa üstü bir
anlam çağrıştırıyor. Bu tür software ve toplumsal malzeme içindeki bu çalışma,
ölümünden sonra da işletilebilir ve doğumundan önce de faaliyete geçirilebilir.
Kısaca demek istediğim, burada tamamen görünmez sanat yapıtı ifadesi altında
çalışılıyor." J. Beuys
15
(Beuys,
1981. 11 dakika, renkli) "Tabii ki, dil benim için zaten heykelin birinci
türüdür. İnsan düşüncelerini bir anlatım aracı ile şekillendiri. Dil ise
anlatım aracının kendisidir. İnsanlar düşünceyi bir sanatçının eserini
incelediği gibi incelemeyi öğrenmeliler. Eserin, şeklin oranını ve gücünü
değerlendirmeliler." J. Beuys
16
(Buradan,
1984/87. 23 dakika, renkli) 'İktisadi Değerler' adlı çalışması… Demokratik
Alman Cumhuriyeti'nden getirilmiş temel gıda maddelerinin raflara dizilmesinden
ve bunların karşısına Düselldorf Ekolü'nde resimlerin yerleştirilmesinden
oluşur. Sanatçı, objelerin ortak kimliğini, insan çalışması ve yaratıcılığı
olarak belirler. Her yerde hissedilen insan enerjisinin yenilenmesi, Beuys için
sadece özgürlük içinde kendini gösterebilir. Bunun için savaşmak ise sanatın
görevidir.
.
.
.
.
.
.