17 Mayıs 2013

E.E.Evans Pritchard - Sosyal Antropoloji

.
.
.
.
SOSYAL ANTROPOLOJİ (6. baskı 1964)
E.E.Evans Pritchard
(Çev. Fuat Aydın...) Birey Yayıncılık 1998 İstanbul

10
... antropolojinin amaçları ve metodlarıyla ilgili açık ve yalın bir tarif verebilmek kolay değildir. Çünkü, bu konular hakkında sosyal antropologlar arasında genelde bir görüş birliği mevcut değildir. ... bilim adamları genelde kendilerini şahsi görüşleriyle özdeşleştirmeye diğer insanlardan daha çok yatkındırlar.

Sosyal antropoloji oldukça sınırlı sayıda teknik terime sahiptir. Bu yüzden, günlük dili kullanmak zorundadır ve bu da pek kesin olmayan bir dildir. Örneğin toplum, kültür, örf, din, yapı, işlev, politik ve demokratik gibi kelimeler farklı insanlara göre veya farklı bağlamlarda her zaman aynı anlamları ifade etmezler.

(Günlük dilin belirsizliklerinden kaynaklanan riski göze almaya değer.) Çünkü, Sosyal Antropolojinin öğretmek zorunda olduğu şey herkesi ilgilendirmektedir...

11
Sosyal Antropoloji, insanın bir çok açıdan incelenmesi olan çok daha geniş konulu antropolojinin bir bölümünü belirtmek üzere ... kullanılan bir isimdir.  İnsan kültürleri ve toplumlarıyla ilgilenir. Kara avrupasında ise farklı bir terminoloji hüküm sürmektedir. Buralarda, bize göre insanın bütüncül bir incelemesi olan antropolojiden söz edildiğinde, bizim İngiltere'de fizik antropoloji dediğimiz, yani insanın biyolojik incelenmesi akla gelir. Bizim antropoloji adını verdiğimiz şeye kara avrupasında "etnoloji" veya "sosyoloji" şeklinde atıfta bulunulur.

... Sosyal Antropoloji, antropolojinin diğer dallarıyla bağlantılı olarak okutulmaktadır; bunlar fizik antropoloji, etnoloji, tarih öncesi arkeoloji, bazen de genel linguistik ve beşeri coğrafyadır.

12
Bugünkü Sosyal Antropolojiyle oldukça sınırlı bir şekilde örtüşmesi sebebiyle fizik antropoloji hakkında söylemem gereken tek şey, insan biyolojisinin bir dalı olduğu ve soyaçekim, beslenme, cinsiyet farklılıkları, karşılaştırmalı anatomi, canlı türlerinin psikolojisi ve insanın evrimi teorisi gibi ilgi alanlarını içine aldığıdır.


Bizim en sıkı ilişkimiz etnolojiyle olanıdır. (Bunun nedeni:) Antropologlar konularının, bizimki de dahil olmak üzere tüm insan kültürleri ve toplumlarını içine aldığını düşünürlerken, ... dikkatlerinin büyük bölümünü ilkel toplumların kültürlerine yöneltmişlerdir. Etnologlar da aynı insanlarla ilgilenmektedirler ve bu yüzden iki konu arasında hatırı sayılır bir örtüşme söz konusudur.

... Etnoloji ve Sosyal Antropoloji incelemelerini oldukça geniş bir şekilde aynı beşeri sahada gerçekleştiriyor olsalar da, bunları farklı amaçlarla yapmaktadırlar. Etnolojinin görevi, insanları ırksal ve kültürel özellikler temelinde sınıflandırıp, daha sonra günümüzde veya geçmişteki dağılımlarını insanların hareket ve birbirleriyle karışmaları ve kültürlerin yayılımıyla açıklamaktır.

İnsanların ve kültürlerin sınıflandırılması, sosyal antropoloğun ilkel toplumlar arasında yaptığı karşılaştırmalar için zorunlu bir başlangıçtır.

Bununla birlikte, etnologlar onlarla ilgili tarihi kayıtların mevcut olmadığı ilkel insanların tarihini yeniden inşa etmeye teşebbüs ettiklerinde, sonuca ulaşmak için dolaylı delillerden yapılan çıkarımlara dayanmak zorunda kalmışlardır. ... Etnoloji basit anlamıyla tarih değildir. Çünkü tarih bize hadiselerin geçmişte olabilir olduklarını değil gerçekten olduklarını, ayrıca yalnızca hadiselerin vuku bulduğunu değil, nasıl ve ne zaman ve genellikle de ne sebeple vuku bulduklarını haber verir. Bu yüzden bizlere ilkel insanların geçmiş hayatları hakkında her halukarda çok az bilgi vermesi sebebiyle, etnolojinin tahmini sınıflandırmalarından farklı olarak sosyal antropolog için sınırlı bir öneme haizdir.

13
Tarihöncesi arkeoloji, en uygun şekilde etnolojinin bir dalı olarak görülmüştür. Jeolojik tabakalardaki kazılar sayesinde bulunan beşeri ve kültürel kalıntılardan, insanlar ve kültürlerin tarihini yeniden kurmaya çabalar. ... Antropolojinin bir diğer dalı olan karşılaştırmalı teknoloji, genelde ilkel insanların karşılaştırmalı teknolojisi, etnoloji ve tarih öncesine bir ilave mahiyetindedir.

Sosyal Antropolojinin yerine getirdiği tamamen farklı bir görevi bulunmaktadır. ... aile, akrabalık düzeni, politik organizasyon, hukuki prosedür, dini kültler ve benzeri genel olarak kurumlaşmış formlarda sosyal davranışı ve bu kurumlar arasındaki ilişkileri araştırır; yine bunları, haklarında bu tür araştırmaları mümkün kılar tarzda yeterli bilgilerin bulunduğu çağdaş veya tarihi toplumlarda inceler.

14
Böylece, bir ulusun birtakım adetleri, bir dağılım haritası üzerinde işaretlendiğinde, etnolog için bir etnik hareketin, bir kültürel birikimin delili olması yönüyle ilgi çekici olurken, sosyal antropolog için bu, günümüz insanının tüm sosyal hayatının bir parçası olması yönüyle ancak ilgi çekicidir. Sırf bunu başka birtakım insanlardan almış olmaları ihtimali onun için çok önemli değildir; çünkü, onu başkalarından aldıklarını kesin olarak bilemez, onu gerçekten başkalarından almış olsalar bile, bunu ne zaman, nasıl ve neden almış olduklarını bilemez. Mesela, Doğu Afrika'da bazı insanlar güneşi kendi Tanrı sembolleri olarak kabul ederler. Bu, bazı etnologlara göre Antik Mısır etkisinin delilidir. Bu hipotezin doğruluğu veya yanlışlığının ispat edilemeyeceğini bilen sosyal antropolog, daha çok güneş sembolizmini bu insanların inanç ve kült sistemlerinin bütününe bağlamakla ilgilenir. Bu şekilde, etnolog ve antropolog aynı etnografik veriyi kullanmalarına rağmen bunu farklı gayelerle gerçekleştirirler.

Üniversitelerdeki antropoloji ders müfredatı biyolojik araştırmalar, tarihi araştırmalar ve sosyolojik araştırmaları temsil eden birbiriyle kesişen üç daire şeklinde düşünülebilir; bunların örtüşen bölümleri fizik antropoloji, (tarihöncesi arkeoloji ve karşılaştırmalı teknoloji de  dahil olmak üzere) etnoloji ve Sosyal Antropolojidir. ... bu disiplinler dikkatlice tasarlanmış bir planın neticesi olmaktan çok, büyük oranda Darwinci evrim teorisiyle ilişkili tarihi şartlar sebebiyle üniversitelerde değişik düzeylerde birarada okutulmuş(lardır).

15
... sosyal antropolojiyi bir tabii bilim olarak kabul edenlerle benim gibi onu beşeri bilimlerden biri kabul edenler arasında büyük bir görüş ayrılığı sözkonusudur.
.
.
.
.